oraya gidiyorlar
abdest aldı biri, sutyen giymedi içine diğeri
ikna ediyo bizi her sabah uyanmaya
gece zorlanıyo biraz uyuturken bizi
el ele gidiyorlar
acı çektirmeden kat’a
affediyoruz onu
acı çektirse de el ele bile hatta
sabah çünkü gidiyoruz oraya
ilk onu görüyoruz sabah
ve
buna rağmen gidiyoruz oraya
arabalar oraya giderken birilerini öldürüyor
birilerini kurtarıyor hastaneye yetiştirip arabalar
birileri giderken oraya
affediyoruz arabaları
yan yana oturmamızı sağlıyor diye hala
çünkü müziği taşıyorlar utanmadan bi de oraya
birileri evleniyor orada
boşanıyor birileri orda
evliler aşık oluyor
bekarlar arıyor aşkı orada
boşanıyor evliler
boşanıyor bekarlar da
savaşıyor biri eve giderken bile
sevişiyor birileri çıkarken bile evden
aşkı gezdiriyoruz aramızda
giderken oraya
gücümüz yetmiyor affedemiyoruz onu
- kimsenin gücü yetmez bir balığın karnına-
bırakıyoruz Tanrıya
sadece Tanrı yaratıyor diye tövbeyi hala
biri ağlıyor gülerken diğeri orada
el ele tutuşurlarken bile hatta
ne tuhaf
biri ağlıyor hala gülerken diğeri orada
elleri ayrılacak bile olsa
ne tuhaf
yaz gelecek bile olsa
dost oluyor birileri düşman olacağını bilse bile hatta
çünkü düşünülmez giderken oraya
ahlaklı olsalar da
ahlaksız olsalar da oraya gidiyorlar
kaçamazlar
un kurabiyesi yedikten sonra
elimde bana ait olmayan bir şey hissiyle kaldım
-unmuş-
ahlakta hissedersin bazen bunu,
hem ordaymışsın hem de orda değilmişsin hissiyle
ama ele geçiremezsin tamamen
kötülükle doğrunun, iyilikle yanlışın benzeştiği bir anda
ikisi de kimseyi kurtarmaz
hepimiz çünkü gidiyoruz oraya
…
diye bir teselli yazıyorum
diye bir teselli yazıyorum
diye bir teselli yazıyorum
hala ahlaktan önce başlıyorum
muhteşem bir hatayla
ne olduğu önemsiz
bir şeyin sebebini bulunca rahatlıyor insan
oranın iknasıyla
her gün evden çıkıyor
cansız mankenler ve kasaptaki kuzular
farklı yerlere bakıyor
sakallarımı koparıyorum kurtulmak için saçma kıyaslardan
elimde değil oradayım
ve gidiyorum hala oraya