bir ırmağı görmeden büyüyen çocuklar
yüzlerini nereye çevirirlerse mutlu olurlar bilmem
şöyle böyle doğmuş oldular bir kere ne gördülerse gördüler
ve biz sonbaharda doğmuş memleket çocukları
nasıl güldük nasıl ağladık nasıl yaşadıksa
hepsi öylece oturdu bağrımıza
annelerimiz öldü bazılarımızın babası
bazılarımızın babası vardı ama yoktu
bazılarımızın babası çok fena vardı
biz doğduk sonbaharda yazla kış arası
işte öyle yaşadık hep yazla kış arası
çocukluğumuza bir oyuncak alıp onu mutlu etmek istedik
hep yanımızda yürüyen yüzünü bize dönmeyen
kimsenin görmediği o çocukluğumuza
halbuki anneler göğü sererlerdi önümüze
biz yürümek dilerdik yeryüzünde öylece
bir ismimiz olmadı, bir kuştan haber gelmedi bize
bir göğe göğsünü germeyi bilmeyen çocuklar
başlarını nereye kaldırırlarsa mutlu olurlar bilmem
yüzümüzde tırnaklarımızın izleri
bir yorgunluğu başka hangi kötü şeyle değişmeli
kader bir mevsime bağlı mı
bir yan beyaz bir yan yeşil
işte ortasında sapsarı bir ömür
bir rengi tanımayan çocuklara çiçekleri nasıl anlatmalı