benim yangı dolu göğsümden bitti bir rahm
ve yeniden bir dünya yaratmak
yeni bir kader çizmek için ellerimle
menzili belli bütün silahları teslim ettim, tekim
tekim ki bir daha yalnızlık acısı deşmesin
tekim çünkü ağzımdan çıkan bir kurşun
delmesin hiç bir göğsü
ve vurmasın beni hiçbir kurşun
bütün çağlar içimde, ben bütün yaşlardayım
on bir, yirmi bir, otuz beş, kırk, hepsinde
bu cebimdeki yarayı kim verdi
öyleyse bul beni, çıkart cebimden ve koy yanına
çünkü bağrım yarılıyor ve
evimin neresi olduğunu bilmiyorum
çıkıp bir yurttan bir yurda göçen
ait olamayan hiçbir yere
ve mısraları bile tamamlayamayan
şimdi her yerden kaçarak
üstüne üstüne gitmemin zalim bir sebebi var
bir yola düşmüştüm
dizlerim karnımda yürüyordum yürürken
birilerine dokunurken kendime dokunuyordum
konuşurken kendimle, kızarken kendime
bir adım, bir adım, bir adım daha
her adımda kendime koşuyordum
öptüğümde severek, o bendim
acıyarak bakarken de ben
beni hiç görmeden tanıyan kadınlara emanet ettim kalbimi
öyle ki kalp, ağrıyorken yaşadığını bildi
gün geceye dönmeyi bildi
güvenmeye direnerek ve inanarak hâlâ insana
yolları yürüdüm, usul usul değil
yara yara yürüdüm, bir bendi yıkar gibi
selin önünde durur gibi bir dağı sırtıma alır gibi
baktıklarında gördüklerinden beriydim
baktığımda gördüğüm de ben değildim
bendim bilinmeyen hikayenin son cümlesi
bendim peşinde koştuğum şehirlerin güncesi
bir meydana girer gibi girdim kendi yurduma
her adımda kadınlardan bir sargılı yara
acısız bir iz, ihanetten arta kalan kara
usul usul değil, yara yara
dingin bir sabahın kucağına teslim etmek için kendimi
çok yandım, çok gücendim, çok yoruldum
yeğ değil hiçbir iyilik bana kendimden
ve ben, yalnızca ben
bir kez ben demeyi öğrenmeye başladım
ağzıma oturmadı, sustum ve kaçtım
tutup kollarından sarılmak istediğim
ve hep haksızlık ettiğim o güzel çocuk
bir köşede başı elleri arasında ağladı
görmedim, içimi delmiş yaşları
farkında değilim, öldü bellemişim
öldürmüşüm, ölmemiş
halbuki bin deccal bir çocuğu öldüremez birleşse
bin kötü yok edemez, bin gavur orucunu bozamaz
bin harami soyamaz, bin bezirgan satamaz
şimdi bütün bıçak yaralarını sağaltarak
gerçek gülüşleri takarak yüzüme
yine yanılacak olsam da
yine aldanacak ve yine deşilecek olsam da
ellerini bırakmayacağım çocuğun
26.11.2024