ey bana bahçelerin rabbini andıran portakal
anla. senin sindiğin şu dijital saatin içinde kıvranıyorum.
sorma bir şey. zaten şeyleri kaderbilimci açıklayamaz.
ben işte o yüzden her savaşta senin ısrarla yenişini çağırıyorum.
çağırıyorum az bi’ aralıkta konuşalım
bütün kurtlarını döksün meyveler, sen gırtlağınla yapaylaş
ödeş suratımla sonra suratıma bir tokat sinsin
sinsin şakaklarıma dedemden kalma bir yaz.
güleyim.
bu sefer bir ilkbahara uyanmasam da olur.
çün arap atlarıyla benim bilge gönlümü aşan güzelliğin
en yırtıcı araflarıyla illa ki gövdemi bulur.